Markayı Çizginin Ötesine Taşımak: Love Brand
- Creative Team
- 30 Tem
- 1 dakikada okunur

Bir amacın olsun, ürünün ötesine geç
İyi ürün zaten şart. Ama seni love brand yapacak şey, markanın bir duruşu olması. Örneğin: “Sadece sağlıklı bar değil, bilinçli tüketimin savunucusuyuz” demek. Tüketici seninle kendini aynı tarafta hissetmeli.
Hikâye anlat, reklam yapma
İnsanlar reklamlara değil, hikâyelere bağlanır. Marka geçmişin, ilham kaynağın, yaşadığın krizler, başarı hikâyen… Hepsi markayı bir karakter haline getirir.
Topluluk yarat
Love brand’ler tek başlarına parlamaz. Onların çevresinde bir kitle, bir kültür oluşur. Fellas için bu “Sincap Filosu” olabilir. Nike için “Just Do It” ruhunu yaşayan insanlar. İnsanlar seninle aynı dili konuşuyorsa, marka değil aile kuruyorsun demektir.
Tüketiciye söz hakkı ver
İnsanlar, katıldıkları şeyi daha çok sahiplenir. Ürün isimleri, tasarımlar, kampanyalar… Bu alanlarda kullanıcı katılımı sağlamak, tüketiciyi markanın parçası haline getirir.
Tutarlı ve duygusal iletişim kur
Love brand olmak demek her zaman pozitif olmak değil. Bazen üzülürsün, özür dilersin, heyecanlanırsın. İnsan gibi davranan markalar sevilir. Otomatik değil, gerçek ve tutarlı iletişim kurmak gerekiyor.
Kısaca:
Bir markayı love brand yapan şey; ürün kalitesi değil, insan gibi davranması, duygu yaratması ve tüketiciyle bir yolculuk yaşamasıdır.
İnsanlar markaları değil, hissettirdiklerini hatırlar.
Seni unutmazlar, çünkü “birlikte yaşadıkları bir hikâye” olmuştur.
Yorumlar